Serdar Furtuna - Taming demographyactors, dynamics, and events in the transition in population policies of Turkey from pronatalism to antinatalism between 1950 and 1965
This dissertation analyzes the transition of Third World countries' population policies from pronatalism to antinatalism in the 1950s and 1960s, with a spe-cial focus on the Turkish case. The emergence of the idea of population con-trol as part of global hegemonic interest, its dissemination and adaptation by the national government, and its internalization by women and the family are explored through three spheres: global, national, and individual. The aim of this dissertation, therefore, is to explore the key motivations, articulations, and reinforcements of the global, national, and individual forces that inter-vene in antinatalist politics, and to highlight the contradictions, resistances, and negotiations in between. The claim of this dissertation, based on a de-tailed analysis of primary and secondary sources, is that population control was not a unilateral hegemonic project, but an implicit and fragile intersec-tion of these three spheres, whose only interest was to improve their "quali-ty" by maximizing their own capabilities and functionings. In this sense, this dissertation is the story of the ideology of population control that became an instrument for improving the quality of life in the 1950s and 1960s. Cette thése analyse la transition des politiques démographiques dans les pays du tiers-monde, du pronatalisme à l'anti-natalisme dans les années 1950 et 1960, avec une attention particulière pour le cas de la Turquie. L'émergence de l'idée du contrôle de la population en tant qu'élément de l'intérêt hégémonique mondial, sa diffusion et son adaptation par le gouvernement national, et son internalisation par les femmes et la famille sont explorées à travers trois sphères : mondiale, nationale et individuelle. L'objectif de cette thèse est donc d'explorer les motivations clés, les articulations et les renforcements des forces mondiales, nationales et individuelles impliquées dans la politique anti-nataliste, et de mettre en évidence les contradictions, les résistances et les négociations entre elles. La thèse de ce travail, basée sur une analyse détaillée des sources primaires et secondaires, est que le contrôle de la population n'était pas un projet hégémonique unilatéral, mais une intersection implicite et fragile de ces trois sphères, dont le seul intérêt était d'améliorer leur "qualité" en maximisant leurs propres capacités et fonctionnement. En ce sens, cette thèse est l'histoire de la façon dont l'idéologie du contrôle de la population est devenue un instrument d'amélioration de la qualité de vie dans les années 1950 et 1960.
Bu tez, Üçüncü Dünya ülkelerinin nüfus politikalarının 1950 ve 1960'lı yıllar-daki pronatalizmden antinatalizme geçiş sürecini Türkiye örneği üzerinden inceler. Nüfus kontrolü fikrinin global hegemonik çıkarların bir parçası ola-rak ortaya çıkışı, yerel hükümetlere yayılışı ve benimsenmesi ve kadın ile aile tarafından içselleştirilmesi, global, yerel ve bireysel olarak üç katmanda ele alınacaktır. Buna göre, bu tez global, yerel ve bireysel güçlerin antinatalist politikalara geçiş sürecindeki temel motivasyonlarını, eklemlenmelerini, pekiştirmelerini araştırarak, ilgili katmanlar arasındaki aykırılıkları, gerilim-leri, pazarlıkları vurgulamaktadır. Birincil ve ikincil kaynakların detaylı ana-lizi ışığında bu tezin iddiası, nüfus kontrolünün tek yönlü bir hegemonik proje olmayıp, sözü edilen üç katmanın, "kalitelerini" arttırmak üzere kendi kapa-site ve fonksiyonlarını maksimize etmesi şeklinde özetlenebilecek özgün çı-karlarının kesiştiği üstü kapalı ve kırılgan bir koalisyonun eseri olduğudur. Bu anlamda ilgili tez, nüfus kontrolünün 1950 ve 1960'lı yıllarda yaşam kali-tesini arttırıcı bir araca dönüşümünün hikayesidir.