Ramazan Fidan - The representation of inter-class encounters in the art-house cinema of Turkey
The theme of inter-class encounters became a significant part of art-house movies in Turkey during the 2010s. The New Cinema of Turkey refers to movies that emerged during the mid-1990s within neoliberal transfor-mations that resulted in two distinct commercial and art-house film mar-kets. The art-house movies of New Cinema involve the theme of inter-class encounters in various respects. Considered from a historical perspective, the complexity and significance of inter-class encounters increased since mid-1990s, especially after the 2010s. The changes are interpreted based on Gilles Deleuze's conceptualization of "modern political cinema," suggesting it can be considered the development of an ethical attitude. An "ethics of en-counters" contextualizes them in their social history, opening potentials for self-problematization and transformation by taking the ethical responsibility of one's position within the social context. It is argued that the art-house movies of New Cinema involved this ethical perspective gradually concern-ing the representation of inter-class encounters. This process can be inter-preted based on Turkey's economic, political, social, and cultural transfor-mations. As the effects of neoliberal transformations increased the precarity and wealth inequality and the political power regime became authoritarian systematically, an ethical attitude towards the representation of inter-class encounters also became a significant part of the art-house movies in the New Cinema of Turkey.
Sınıfsal karşılaşmalar teması 2010'lu yıllar boyunca Türkiye'deki sanat film-lerinin önemli bir parçası haline geldi. Yeni Türkiye Sineması, 1990'ların ortalarında iki ayrık, ticari ve sanat, film pazarı ile neticelenen neoliberal dönüşümler içerisinde açığa çıkan filmleri ifade ediyor. Türkiye'deki sanat filmleri sınıfsal karşılaşmaları çeşitli bakımlardan içermekte. Tarihsel bir perspektiften düşünüldüğünde ise temsillerin karmaşıklığının ve anlatıdaki öneminin 1990'ların ortalarından beri, özellikle de 2010'larda arttığı gözlemlenebilir. Bu değişimler Gilles Deleuze'ün "modern politik sinema" kavramına dayanarak yorumlanmış ve değişimlerin etik bir tavrın gelişimi olarak düşünülebileceği önerilmiştir. "Karşılaşmalar etiği" karşılaşmaları toplumsal tarih bağlamında değerlendirerek buradaki etik sorumluluğun üstlenilmesine, kendini sorunsallaştırmaya ve dönüşüm potansiyelleri açmaya dayanır. Bu etik perspektifin sınıfsal karşılaşmaların temsilinde giderek içerildiği iddia edilmiştir. Bu süreç Türkiye'nin ekonomik, politik, toplumsal, ve kültürel dönüşümleriyle yorumlanabilir. Neoliberal dönüşüm-lerin etkileri güvencesizliği ve mülkiyet eşitsizliğini arttırdıkça ve politik iktidar rejimi sistematik olarak otoriterleştikçe sınıfsal karşılaşmaların temsi-line yönelik etik bir tavır da Yeni Türkiye Sinemasının sanat filmlerinin önemli bir parçası haline gelmiştir.